"bir yazılımcının not defteri.."

1 Ekim 2012 Pazartesi

Social Networklerin Geleceği

Son günlerde sıkça duyuyoruz: “facebook artık baymaya başladı” :) sadece facebook değil bütün sosyal networklerde bilinen genel konsept artık doyuma ulaştı gibi. Yenilikler, yeni soluklar için artık uygun zaman geldi..

Eskimemek adına adı malum büyük sosyal network ün sahibi genç arkadaş kendini parçalayarak her gün yeni bir şeyler ekliyor ama,, bana sorarsanız çırpındıkça batıyor. Çünkü doyuma ulaşmış yapı bir de üstüne karmaşık hale geliyor!





Oysa zamanımızda gerçekten başarılı yenilikler, süpriz çıkışlar olmuyor değil; örneğin instagram ı duymuşsunuzdur. Basit bir fotoğraf paylaşım sitesi olarak başladı; ama insanlar pek çok yerde fotoğraflarını paylaşabileceği halde bu özgün ortamın kullanımı hızla yayıldı. Çok geçmeden büyük bir kitleye erişildi ve önü alınamayınca da facebook tarafından 1 milyar dolara (!) satın alındı. Bu olay bize bir kez daha göstermiştir ki zaman artık eski zaman değildir. Büyük şirketler, büyük bütçeler, dev geliştirici kadroların yapamadığını internet ortamında “KİŞİLER” başarabiliyor.

Bu işin sırrı instagram ın mimarı arkadaşa sorulduğunda basit ama kilit bir yanıt geliyor : “önemli olan, doğru zamanda doğru şeyi yapmak”. Öyleyse başarılı bir çıkış, varolan kalıpların içinde çırpınarak değil, zamanın değişen gerekliliklerini anlamak ve bir sonraki adımı sezebilmek ile ilgili bir kavramdır.

Peki zamanımızda para eden nedir? Facebook instagram ın resim uygulamasına mı para ödemiştir ?? yoksa instagramın başlattığı yenilikçi akımına, ve etrafına topladığı kitleye mi para ödemiştir ??

Elbette para eden, değer teşkil eden,, bu yeni akım ve etrafındaki kitledir...

Yıllardır her yerde okuduk durduk : bilgi güçtür, bilgi güçtür.. sırf bu slogan yüzünden veritabanı sistemlerine yönelmiş sayısız insan var; ama hiçbiri güç elde edemedi. Belki iyi birer DataBase Admini (DBA) oldular; ama güç elde edemediler. DataBase leri bilgi doldu taştı, ama bu sadece bilgiye kolay ulaşımı sağladı; gerçi bu da hiç fena bir iş değildi; ama “bilgi güçtür” sloganının asıl anlamını içermiyordu. Bu kavramının anlamı son zamanlarda daha iyi anlaşıldı diye düşünüyorum; ve tanım (bana göre) şudur: bir kitleyi aktif katılım ile bir arada tutabilecek, bu kitlenin ilgili bilgilerinin güncelliğini yine aktif katılım ile koruyabilecek, dolayısı ile bu kitleye kolaylıkla etki edebilecek, hatta kitleyi yönlendirebilecek akımı sağlayabilen BİLGİ GÜÇTÜR. Buradaki güç, kitlenin büyüklüğü arttıkça geometrik olarak artmaktadır.

Tıpkı heryerde friendster.com varken facebook un bir anda sivrilmesi gibi; ya da facebook un ve diğer sosyal netwoklerin resim paylaşım özellikleri olduğu halde insanların instagram sivrilmesi gibi buradaki kriter de öncelikle zamanı ve insanların yeni eğilimlerini iyi anlamak, bir miktar da geleceği görebilmek. Çünkü dünya ve zaman değiştikçe insanlığın bilinci, bilince bağlı eğilimleri, ve de eğilimlere bağlı ihtiyaçları da sürekli olarak değişmektedir. Bunun sonucu olarak eldeki yapılar sürekli eskimekte; yenilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

En büyük şirket ve en sarsılmaz sosyal network ya da uygulama hangisidir ?? Facebook mu? Artık en büyük ya da tek diye bir kavram yoktur. Hele internet ortamında,, hiç yoktur.. Geleceğin dünyasında hiçbirşey Sabit ve Tek değildir. Sürekli değişen bir akış ve değişim hali sürüp gidecektir. Ve bu akışa uyum sağlayan uygulamalar hayatta kalacak; diğerleri bitecektir. Ancak bu akışı herkesten önce (!) yakalayan oluşumlar “GÜÇ” (!) elde edecektir. Öyleyse Güç olanağı her zaman vardır, ve olacaktır. Heleki geleceğin dünyasında her zamankinden fazla olacaktır. Çünkü değişimin hiç olmadığı kadar hızlanmıştır..

Peki zamanımızın icaplarına uygun kitleyi bir araya getirecek uygulamanın nitelikleri neler olmalıdır ?


  • onu kullanacak her bir bireyin eşsizliğini, biricikliğini vurgulayan nitelikle Kendini İfade,
  • her insanın birbirinden farklı, benzersiz, ve kendi başına ayrı bir bütün olarak ele alınması;
    ama öte yandan da tüm insanların eşitlik ilkesi ile Birlik, Bütünlük hali içinde olması, yeni çağın olmazsa olmaz icabıdır (ve yeni çağın uygulamalarının da)
  • İşbirliği ve Yardımlaşma
    (birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için)
  • Eylenceli ve Neşeli ortam, bunu sağlayacak görsel 3D teknoloji
    (bilgisayar oyunlarına benzer entegre görsel ortam)

  • her türlü “Bilgi” nin aktif paylaşımı
    (üretimi ve aktarılması)
  • sabit kavramların döndüğü katı sistemlerden, sürekli kendi kendini değiştirebilen, yenileyebilen Esnek ve Dinamik sistemlere geçiş

  • belli kuralların etrafında dönmek yerine kişilerin kendi kalp ve vicdan mekanizmalarına bağlı aktif katılım yapabildiği uygulama,




Günümüz sosyal networklerinde yukarıdaki pek çok kavram eksiktir; hep aynı tarzda paylaşımlar ilk başlarda oldukça çekici olan ortamı artık sıkıcı hale getirmiştir. Sosyal networkler de hem eylence eksikliklerini gidermek,hem de kulanıcılara biraz olsun farklı deneyim sunabilmek için browser oyunlarına yer veriyorlar. Öyleki artık oyunlar sosyal networklerin olmazsa olmaz parçası haline çoktan gelmiştir. Ancak burada iki temel sorun vardır :

1- browser oyunlarının çoğu (html5 , flash vs.. ile üretilen ki %99 u böyle) kelimenin tam anlamı ile berbat, sanki 0 - 5 yaş grubu için yapılmış ve adeta insanların zekası ile alay eder gibi  :)

2- sosyal networkler bu browser oyunları ile gerekli entegrasyonu sağlayamıyor. Evet birçoğu sosyal network içinden çalışıyor; ama gerekli entegrasyonu sağlayamıyor. Örneğin ben farmville de oynayıp sonra da facebook ta : “gökhan ineği sağdı 5 kilo süt aldı” gibisinden bir mesaj çıkartabilirim. Peki elime ne geçer? Muhtemelen küfür yerim :)

Ki farmville bu entegrasyon konusundaki en iyi örneklerden biri idi. Sonuç : Oyun ile Sosyal network entegrasyonu ya hiç yok; ya da çok kötü...


Peki Çözüm / Fikir?

1- Sosyal Network arabirimini doğrudan oyun arabirimine çevirmek, kısmen de olsa benzetmektir. Bunu sağlayabilecek bir uygulama, hem bir Oyun uygulaması gibi çalışacak, hem de ilgili api ler yardımı ile sosyal networkün tüm bilgisini bu ortamda realize edecektir. Sözlü zikirde kolay olan bu temel kavramın imkanları tamamen hayal gücünüze kalmış :) Bu bize eylence faktörünü hem de sosyal network ile tam entegre bir şekilde verecektir. Browser in 3D teknolojisi nasıl destekleyeceği ile ilgili teknik fikri ise önceki yazımda vermiştim.




2- Second Life gibi bir ortamı düşünün; ve etraftakiler de arkadaşlarınız; ve kendi avatarınızı modelleyebildiğinizi; kendi şehrinizi / yapılarınızı kurabildiğinizi, farmwill gibi hareketlerimizin bulut a kaydedilerek paylaşılabildiği ve komşularımızın olabildiğini, sizi ifade eden kavramsal nesnelerle kendi ortamınızı şekillendirebileceğinizi ? Başkalarının ortamlarına geçebildiğinizi, haritada dolaşabildiğinizi, tüm herşeyin merkezi bir database den geldiğini ve bu database in de sürekli olarak güncellendiğini bir düşünün. Bu bize günümüzün hiçbir sosyal networkünde olmayan bir KENDİNİ İFADE gücü, ve günümüzün en baba bilgisayar oyunlarında bile olmayan diğer oyuncular ile etkileşim / paylaşım olanağı sağlayacaktır.


Ki günümüzün en pahalı oyunlarında da yapılmaya çalışılan aslında budur. Teknolojisi /görüntüleri / senaryosu vs.. ne kadar muhteşem olursa olsun ve hiçkimse tek başına oynamak istemiyor. Hiçkimse bilgisayarın hissetmeyen makine koduna karşı mücadele vermek istemiyor; insanlar kendileri gibi başka insanlarla birlik olmak, savaşacaksa da rakip olarak yine başka insanları görmek istiyor. Bu oyunların interaktifleşme sürecini başlatmış ve şu anda oyun firmalarının ciddi derecede üzerinde kafa patlattığı bir konudur : “ONLINE GAMING”. Ama ne yaparlarsa yapsınlar oyunlardaki kavramlar stabil, sabit ve sınırlıdır. Aynı şekilde oyunlarda kurulabilecek iletişim de öyle. Ben size oyun yazın demiyorum; ben size sosyal network altında çalışan öyle bir uygulama yazın ki hem oyunun 3D görselliğini hem de sosyal networkün iletişim olanaklarını versin diyorum.

3- Sosyallik sağlaması için yapılan Second Life da da eksik olan birşeyler vardı. Zombi gibi sanal bir şehrin içinde yürüyüp durmanın anlamı nedir? Tamam başarılı bir uygulama, kabul ediyorum. Ama bana göre geleceği yok. Oradaki eksik olan şey Amaç, ve ANLAM. Olaya anlam katmak için gruplar, gruplaşmalar, etkinliklerde bir araya gelmeler, ve toplu paylaşımlar, toplu müsabakalar olmalı; ve bu da sevgili sosyal networkünüzün yeni oyunvari 3D özelliklerinin bir parçası olmalı. Mesela Google+ da etkinlikler özelliği var; bu etkinliklerin özelliklerinin geliştirilip hem paylaşımlı hem de daha eylenceli hale getirilirse ki bu bir sosyal network için de olursa, emin olunuz ki bilgisayar oyunlarından bile daha eylenceli ve de anlamlı hale gelecektir. Asla eskimeyen, bitmeyen, sürekli kendini yenileyen, sürekli paylaşım içeren ve de ESNEK bir uygulama elde ederiz.

4- Son olarak yeni çağın yeni trendleri birlik bütünlük ve yardımlaşma esaslı olacaktı hatırlayın. Uygulamamız da bunu destekleyecek özelliklerle donatılmalıdır; ki gelecek ile uyumlu olsun ve daha da dünyanın hayrına, insanlığın bilincine hizmet etsin..



Şimdi akıllara yeni bir soru gelebilir: e iyi güzel diyorsun da bunun teknolojik alt yapısı nasıl olacak?

Bir sosyal network uygulaması yazmaktan bahsediyoruz öncelikle; zaten eğer kitleleri bir araya getirecek isek neden kitlelerin zaten varolduğu ortamda değilde boş çöllerde uygulama yazalım ?? Kaldıki hiçkimse bu saatten sonra artık yeni yerlere login olmak istemiyor; uygulama benim olduğum yere gelsin diyor. Hemen hepimizin biryerlerde beşer onar üyeliği zaten var; yenisini istemiyoruz. Dolayısı ile uygulamanın türü : bir sosyal network uygulaması. 
























Seçeceğimiz platform bu konuda HAYATİ öneme sahip. Öyleki o 
platform bize ne kadar programlanabilirlik veriyor? api desteği ne kadar? bana hangi özellikleri sunabiliyor? tekerleği baştan icat etmeye gerek yok ben iki kişiyi konuşturmak istersem chat protokolü yazmama da gerek yok. İçinde bulunduğum sosyal network en basitinden chat api sine sahip olmalı. Onları 3D ortam da bu api ile konuşturacağız. Ve fazlasına da ihtiyacımız olacak tabiiki... insanların izin verilen bilgilerine ulaşabilme, BULUT desteği ki uygulama verilerini BULUT a atacağız ki yeniden giriş yaptığında sistem herbirşeyi hatırlıyor olmalı; her açılışta taze ve değişmiş olmalı.. Kısaca API tabanı, programlanabilirliği, web servisleri en güçlü olan ve kendisi üzerinde uygulama yazarken sizi en çok özgür bırakan bir sosyal network ü belirlemek ve onun üzerinde bir eklenti uygulaması yazmaktır.

Benim penceremden Google+ en uygun ortam olarak görünüyor. Bu sadece Google in muhteşem teknolojik alt yapısından ve http üzerinden çoğunlukla ücretsiz sunduğu sayısız API leri için değil; tüm dünyayı kapsayan ve asla bencil olmayan evrensel kültüründen, merkezi ekosistem oluşundan dolayı da en uygun platformdur. Biz böyle konuşunca birileri bize fanboy diyor :) varsın desin; biz evrenselliğin, özgürlüğün ve teknolojinin fanatikleriyiz; ha bir de artık BULUT teknolojisinin; bunu da size verebilecek olan google+ ortamıdır. Ayrıca browserların 3D ortama geçmesi içinde yine google in devasa teknolojisi olan Native Client kullanılmalıdır.


Hemen bu noktada akla şöyle bir soru geliyor: onlarca diğer Sosyal Network ve özelliklede facebook ne olacak? Onları gözardı edemeyiz. İşte tam bu noktada iki farklı teknoloji imdadımıza yetişiyor: bunlardan biri tüm sosyal networkler arasında bağlantıyı sağlayabilen openSOCIAL. 



Google bir süredir bu teknoloji üzerinde çalışıyordu. opensocial ile kullanıcılar hangi sosyal network den olurlarsa olsunlar birbirleri ile paylaşımda bulunabilirler, iletişime geçebilirler, en azından bir uygulamada bulunmak için o ortama kaydolma derdi olmadan bir arada bulunabilirler. Yakın gelecekte sosyal networklerin tamamının bu özelliği destekleyeceğini düşünüyorum. Burada hüner biraz da uygulamayı yazan kişilerde olacak; çünkü iyi bir tasarım ile kullanıcı hangi sosyal networkden olursa olsun google+ uygulamasının içinde kısmen de olsa yer alabilir.

Peki kullanıcı bir sosyal network de değil ise. Ve e-mail adresi de atıyorum yahoo ise ne olacak? Bu durumda da onları da yeni kayıt işlemlerine tabi tutmadan uygulamamıza dahil edebilecek olan OpenID teknolojisi mevcut.








Yani bir kullanıcı sahip olduğu (bu teknolojiyi destekleyen) bir portal üzerinden Google+ uygulamamıza login olabilir. Neden google seçtiğimiz sanırım şu aşamada daha iyi anlaşılıyor. Eğer bencil ve ısrarla kendi kimliğini ön plana çıkaran bir platformda çalışsa idik çok daha kısıtlı özelliklerden konuşabiliyor olurduk. Google ortamında ise özgürüz :)

Geleceğin nice güzellikleri getirmesi, sanal sosyalliğin gerçek sosyalliğe vesile olması, ve bunu başarabilecek uygulamaların ülkemizde yazılması dileği ile.



Hiç yorum yok: